30 Haziran 2011 Perşembe

Hamburg Kıraathanesi

Mecidiyeköyde, kime sorsanız gösteremez.nerden bilsin insanlar kıraathaneyi. İnsanlara sayısal loto bayilerini sorun, simitten yapılan sarayları ve starbakzzı sorun.oraları gösterirler. Hamburg kıraathanesi, ptt çaprazında Möhkem’in hemen karşısı. Hala bulamadın mı? Boşver bulma.orası sen bulamadığın için güzel. Zaten ben de arasaydım bulamazdım. Burası güzel, çünkü çay 50 kuruş. Burası güzel çünkü yavşak yavşak sırıtan, kapıdan girer girmez seni avlamaya çalışan buyrun efendim diyen garsonlar yok. Onun yerine müşterisini bilen esnaf var. Tek şekerli içiyorsan çayını, tanıdığı için seni, tek şeker getirir çayını. Öyle saçma sapan onu beğenemezsen bu var menüleri de yok. Çok seçenek sunup kafa karışıklığı, onu da yiyeyim bunu da tadayım manyaklığı hiç yok. Oh be tam muhabbetlik yer. Burası güzel çünkü çok sıradan bir kıraathane. Ve fakat çok farklı. Kahvelerin gözünü seveyim yaw. Bir tek kokona yok. Yazın etrafı yeşilliklerin gölgesinde yerin altına inen bir sığınak gibi. Dışardan görmezler, görünmeyen adam olursun. Burası güzel çünkü fransız restoranlarında olmayan bir aşçısı var. Ekmek arası tavuk sotesi var burasının.  Lö kazen de tavuk falan değil adı. Enfes bir lezzete gark eder adamı o ekmeğin içindeki yeşil biberin yarı közlenmiş hali. Bol soğanlı koy usta.herkes soğan yesin, ağız kokusu çekmeye gerek kalmaz. Öyle dört kişilik masaya tek oturtmazlar adamı sap gibi. Azıcık sıkışır vatandaşlara kaynak yaparsın.

Adı da çok fiyakalı; Hamburg. Olmaz mı bir hikayesi böyle bir ismin? Olmayabilir. Sahibi eski almancılardan. göçmüş alamanyalara. Edinmiş didinmiş üç beş biriktirmiş, bir dönerci açmış hamburgerin mucidi hamburg un göbeğinde. Ama tutunamamış işte. Niye? Orda anlamazlarki türk usulü ağırlamayı. Şeklini bilmezler. Kıraat etmek gerek kıraathaneyi okuyabilmek için. Neyse emmi dönmüş memleketine. Oralardan bir hatıra getirmiş bu ismi:hamburg...

Yaşamak başkalarının gereksiz gördüğü herşeyde anlam kazanıyor bende. İnsan teki uğramasın buraya, burda lucky-strike içen insanlar var. Ama yaşasaydı kesin samsun içerlerdi. St.Nolan da severdi burayı. Belki o da ingilizin köylüsüdür...
merkez karargahtan selamlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder