9 Ocak 2012 Pazartesi

+ Çok gülümsüyorsun lan, - dur la bi dinle ...

Ben gülümserim ...
Çıkarılabilir bir sürü sonuç
gerçeksen eğer söylersin, yalansan daha çok ...

Muzur bir çocuk gibi gülümserim
sütü döken kedi gibi değil,
Gülümserim belki bir gönüle huzur olur ...

Çıkarabilirsiniz bir sürü sonuç
içiniz iyiyse çok, kötüyse daha çok
Siz sonuç çıkarırsınız ben susarım
kızdıysam çok, üzgünsem daha çok...

Gülümserim hallerine,
zannederler deli beni.
Akıllı olmak istemem ki
yalnızsam çok, beraberken daha çok ...

Bakarsanız bana anlarım,
gözler anlatır ne de olsa,
hani koyuysa çok, renkliyse daha çok ...

Duyarım arkamdan çarpar bir kelime
istersem bölerdim onu 50 pareye,
ama safsanız affederim, sonra ağlarım bir köşede
düşmanımsan çok, dostumsan daha çok ...
sen hiç göğe bakma durağını dinledinmi
bir tuvalet camından gelen ışıkta,
uçar bilişim bilgisayar hastanesi
çaprazındaki evde,
seyre daldın mı
ha birde uçak geçerken gökyüzün fen
sanmam
you'll never find me,
whenever the rain stops
whatever she says
the boogeyman,
is calling me sorry
and the thing is,
that
giving a kiss
neither kills
nor fixes
the troubles
caused by your eyes
bir rus marşı ne anımsatır size, bir commandante,
kim dinlese kimin kıblesi kuzeydeyse
şanlı sanarlar gueverayı
sektirip gitsinler sahildeki bütün taşları
ben yok kum diye
dikmedimmi kaleleri
plajdaki çocuklar kıskanmadı mı
birgün içeri attılar beni
kodese tıktılar
ağlamadım annem duymadı
dört duvarı karanlık kalbime gömdüler gibi
geldi kimse.
bekledim gecede yıldızları görmemek için bekledim
sakinleştirmediler, alayına işkence
mumlarla yaktılar önce ellerimi
martılar seyirtti gözümde,
ve denizde sektirdim istanbulları
bağırmak, bir dağın yıkılasıya
duymadı kimse.
duyurmadılar kodeste
bir gün içeri attılar beni,
plato gölgeri vardı içerdi
gelen canavar diye
atlar tepti nalına çenem deyerek
avucumda saklamadım kurumuş gülü
diktim onu gögsüme
yeşersin yeniden diye

bu kez çok ciddiyim

nefesimi tuttum seyretmek için gökyüzünü,
ses tellerime takıldı adın,
düğümlendi boğazımda
seyrederken silüetini boğazda
yaşamaksa çok ciddiyim
sen bir kez daha gel dünyaya,
ben çoktan gitmiş olacağım,
telesekreterler olmayacak,
kurtulacağım bir şehir yakarak
fransız şarkıları gömeceğim bardaklara
denizciler kadar küfürteceğim sana
yalandan bir plak koyulacak
şiirmek geliyor içimden,
bizonlar terkederken afrikasını
kelaynaklar kadar nadirdir seni bulmak
bir kor ateşin başında
sarmak yeniden başa
uzaktan gelen
kimsin sen
güneş batmamak için
şiirmak yazmak
seni beklemek
seçici geçirgen hücrelerden
bir gökmek yüzünü mününe
sonbaharın son yapraığında
düşmek sensiz
kesik kulak goh
bir yorgunlukla çöküyor aşk,
seni seviyorumlar yağıyor gökyüzünden
kar yağarken duyduğum
bir italyan şarkısı kadar hoş,
ısınmak için bir dumanı,
yanmamak için telvesini
içtiğim bir kahve gibi
dilimin ucunda bıraktığın izi
un ud çalıp unuttum.
yalan söylüyorsam
dünyanın bütün kargaları
kılavuzum olsun