4 Ocak 2012 Çarşamba

Ve ağlayarak yüzleri üstü yere kapanırlar...

Tim Burton'a Ağıt

Kendi cehennemini insanlara en iyi satabilen insan; Tim Burton. Hayal gücünü cehennem alevlerinin siyahıyla buluşturup üzerinize püskürtebilecek tanıdığım tek kişi. Baş yapıtları insan aklının alabileceği şeylerden çok uzak. Ben kendi cehennemimi üzerime inşaa edip içinde zerrelerime bölünürken, Burton bu cehennemi alıp insanlara seyredilesi kısımlarını göstermekte. Tam bir iki ucu keskin bıçak gibi eserleri. Bir ucunun sivriliği seyirci kitlesini etrafına toplarken, diğer bir kısım izleyici kitlesi için matemlerin en matemli başyapıtlarını ortaya koyan bir üstat. Nolan'ın anlatmak istediklerini, Waçowski biraderlerin demek istediklerini o yıllar öncesinden ekrana dökmüş bir insan. Karanlığı, öbür dünyayı, olumssuzluğu, umutla bu dünyayla ve aydınlıkla birleştirmesine inanamıyorum. Ölüleri anlatmak isteseydim yine onun gibi anlatırdım. Bir batman çizseydim çocukluk masasında, renkli defterime ve yetişkinliğime erişince hala seyredebiliyor olacagım bir batman isteseydim bu Burton'ın Batmani olurdu. Ne zaman filmlerini izlesem kendimi imrenmekten alamıyorum. eğer gothic bir stil söz konusuysa bu kesinlikle burton'ın eserlerinde yaşatılmakta. Kendi inanç bağlamları içerisinde kutsallık ve mutluluk atfetdilen en önemli günü "this is hallowen" çığlıklarıya cehenneme çevirebilen sonra da dalga geçer gibi cehennemin ortasında bir cennet tubası bitirebilen kendi eserlerinin harika yaratıcısı. Tarantinonun şiddetine bayılabilrim fakat burton'ın sanatsal kıyımları, ve karanlık karakterleri arasında kendimi bu dünyanın gerçek olmadığına inandırmak için defalarca tokatlamak zorundayım. Aklımdan geçen senaryolara, hiç tanımadığım, aynı dili, aynı kültürü, aynı inancı paylaşmadığım bir insanın eserlerinde görmek beni ürpertiyor. Tim Burton seni saygıyla anıyorum...
kimsenin dağ gözü verdiği yok. elimde son sigaram ve beş dakikalık şarjımla ıssız bir adadan yazıyorum sana bunları. kaynaklar sınırlı.sigaram bitince bal kabagına döneceğim. kahvem de bitecek. o zaman çılgın dalgara kafa tutan bir kum tanesi gibi çarpışacagım mantıgımla. sen burda olsan bunların hepsi perakende satışa sunulurdu. bazen kusmak küsmekten efdaldir. Adını beynimde kayıtlı tuttuğum bütün hücrelerimi burun deliklerimden kusup arınana kadar içeceğim kahvemi. bir de zeki müren koyacağım plana. o da bitecek. bana bitmeyen birşey söylemeni istesem de isteklerim de bitecek. rahat ol sen hacı.gükyüzü bitecek, kırlangıçlar bitecek, 6 günün 7.si de bitecek elbet. herkes ölmüş taklidi yapması gerektiği rolünden bir anda uyanıp oscar ödülleri töreninde buluşacak. ödüller sağ ele ve sol ele itinayla verildiğinde herkes çok geç oldugunun farkına varsa da ben ağlamayacağım. belki kurbaga görünümlü bir penguenle dans edeceğim kıyısıya yüzeceğim. loş ışıklı bir otel odasında bekleyecek beni bütün davetsiz güzeller. gitmeyeceğim biliyorum. bir şişe şalgam alıp evin damında kaynar bir kızıllıkta batışını seyredeciğim gülün. çünkü güneş üzerinde sıçramak zorunda kaldıgım bir nargileci olacak...