1 Ağustos 2011 Pazartesi

Sarsan Ramazan



Ramazan ayı geldi hoşgeldi, peki ya nasıl geldi?

 Hemen söyeleyim onlarca televizyon reklamı ile geldi, onlarca sahur iftar programıyla geldi, haberlerde yer verilen toplu iftar sofraları ve türbelere yüz süren insanlarla geldi, herkes istediği yerden yakaladı Ramazan ayını, ona kendilerince şekil vermeye çalışıp duruyorlar.

Hatta bir sohbet programında, orucun önemi bahsedilirken, aslında Roma'ya kadar dayandığı, Antik yunanda da olduğu, Kuran'ın zaten eski kültürleri kendi harfleriyle yorumladığı falan konuşuluyordu. Onlarda tutmuşlar olayın bir tarafından.
Bunun üstüne bir yerde şöyle bir tez savunulmaya çalışıyordu, Muhammed(pbuh) zamanında ramazan hiç yaz ayına gelmemiş, gelseymiş bi güzellik düşünülürmüş, iptal olabilirmiş falan filan ...

Her yıl ramazan ayı içinde,ramazan üzerinden prim yapılıyor. Ve çok ilginç bir şekilde, yemekten fergat edilen ayda, yemek yemek özendirliyor ve gariptir ki, insanlar daha fazla yiyip daha fazla israf ediyorlar.

Toplumu en iyi okuyan kapitalistlerdir demişti bir hocam, bu sayede herşeyi çok kolay kontrol altına alabiliyolar, Coca Cola'nın reklamları nedense hep en güzel, en neşeli, en içten ramazan temalarını yansıtan reklamlar oluyor. Ve normalde Kola ile arası hoş olmayan insanlarda bilinçaltında kola içmeye teşvik ediliyor. Bu sadece bir örnek, bunun yanında bir sürü şey sayılabilir.

Birde şu iftar programları sinirimi bozuyor nedense. Ünlü konukları oraya dini bilgisi fazla olan sunucunun dediklerine onay vermesi için, barış kardeşlik mesajları vermesi için oturtuyorlar, o da el pençe divan durup, bilinçaltımza işleyerek prim yapıyor.

Bugün çok şaşırdığm bişey oldu, Yazar Murat Menteş bu klişenin dışına çıktı, ordaki kelli felli iki tane din hocasına rağmen, görüşlerini açıkça korkmadan dile getirdi. Defalarca sözü kesildi, yola gelmesi için hadisler, ayetler sunuldu ona vesaire, ama o bildiğini söyledi ve iftar programları tarihine altın harflerle geçti bence. Bu programlarda o kadar aynı şeyler duyuyoruz ki, aynı tornadan çıkmış konuşmalar mesajlar ...

Korkum şu ki, ramazan ayı sevgililer günü, anneler günü gibi bir formata dökülmeye çalışılıyor. Belli başlı ritüelleri olan, öyle senede bir gelen, sonra öylece çekip giden, geçince herşey normala dönen garip bişey işte.
Korkarım televizyonda ramazan programı yapanlarda buna alet oluyor. Yani ramazan da bir süre sonra yaşlıların adeti olup çıkacak, biraz daha gençlerin diliyle konuşabilecek, onların kafasına takılanlarla ilgilenecek bir şeyler yapılsa, hep aynı sözler kullanılmasa artık, aman 28 gün kaldı geçip gitcek nasılsa, sıkalım dişimizi demek yerine, hazır bu kadar herkese ulaşma imkanı bulunmuşken, insanlara beyin jimnastiği yaptıracak sözler söylense.

Bir şey slogan haline geldiyse, onun üzerine düşünülmüyor demektir, ramazan için papağan gibi söylenen bir çok hadis (haşa) bu yönde ilerliyor. Hani dinlemeden ben size sayabilirim, Ramazan için saklı tutulan sözleri.

Ramazan üzerine hazır gün içinde abur cubur atıştırmaya vakit yokken düşünsek iyi olacak ...

http://www.youtube.com/watch?v=Ak3AJ15ueXM&feature=youtu.be