2 Ocak 2012 Pazartesi

ellerim yıldızlar sayıyor kekeme gökyüzünde. Gedemino'da bir cafedeyim ve 5 litasa latte içiyorum. sen yoksun. silüetler çiziyorum karşımdaki sandalyeye. hayaller zindanlarla zincirler vuruyor kafam. 3 haç kitliyor görüş alanımı ve biraz kar var.ardı ardına kesilmeyen ağaçlar geçiyor kırmızı ışıkta. durmak mümkün değil biliyorum. ama sen bilmiyorsun. bugüne kadar içmek istediğim ne varsa karışımı gözlerin ve dudaklarında ve çehrende birikmiş gibi. bir yudum alıyorum bakışlarımla, sen de sek olsun istiyorsun. bir yudum bakışlarından içirirken. başım döner ekmek gibi şakaklarım kesiliyor. meczupluk alametleri sergiliyorum karşında ve belkide saf katışıksız bir delinin ayak seslerini duyuyorum. sen yoksun. stotis durağında üşüyorum. ayaklarıma iğneler batıran soğuk mu oynuyor bu oyunu bana bilmiyorum ama uzaklardan bir gölgenin gelişini seyre dalıyorum. çıldırmaktan çok bahsettik. biraz da benden bahsedelim istiyorum...gitmek hissi, gitmek istediğin yerde olduğun halde yine seni bulup alnını çatlatırcısına seni vuruyorsa, gidilecek yer bitmiştir. dünyanın bir ucuna gitsende başa döndüğünü unutma
nalının tozu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder