bir kaç sebebten dolayı şişmanların başaralı olmayacağını düşünüyorum:
1. şişmanların şişman olma sebebi kronik bir hastalıktan değilse çok yemektendir. eğer bir insan çok yememek için iradeye sahip değilse, bi işi başaracak iradeye de sahip değildir.
2. Şişman insan genelde az enerji harcayan insandır. Hareketi sevmeyen insanların tembel olması hasebiyle, bir işte dikiş tutturamayacaklarını düşünürüm.
3. Şişman insanlar bekleyerek değil hızlı bir şekilde yedikleri için sabırsızdırlar. Sabırsız insanın da bir işi sonuçlandırması zordur.
4. Fiziksel olarak şişman insan, şişman olmayan insanlara göre daha çabuk hastalanabileceği için(solunum yetmezliği, tıknazlık, uyku bozukluğu gibi) işlerinde yada okullarında başarılarının sekteye uğraması mümkündür.
5. Yine fiziksel olarak, çeşitli işlerde hızlı davranamadıkları için, ya da sadece masa başı işlerde işlevlerini tam yerine getirebilecekleri için, farklı tip işlerde yine başarı elde edemeyeceklerdir.
6. Çok yiyen insanın sindirim için çok kan dolaşmının daha çok çalışmasına, dolayısıyla daha çok dinlenmeye ihtiyacı olduğu için, fazlasıyla uyumaları da böyle şeylere sebep olur.
7. Bu bir sağlık yazısı olmadığı için tıbbi meselelere girmiyorum.
8. şişmanların kendilerini pek beğendirme çabası olmadığını var sayarak işlerine de özen gösterebildiklerini sanmıyorum.
9. Bu saydıklarımın ırkçılıkla hiçbir alakası yok. En nihayetinde şişmanlık bir hastalıktır.
10. AIDS'li insanların da çok masum olduklarını düşünmüyorum açıkcası. İncir receli dahil.
Not: Gittikçe şişmanlıyorum
Zaman üstüne, film üstüne, yemeğinize düşen sinek üstüne, şu aşağıda boş boş yüzen balıklar üstüne, aklınıza ilk gelip de söyleyemeyip değiştirdiğiniz şeyler yüzü suyu hürmetine ...
2 Aralık 2011 Cuma
istersem aşık olabilirim 2
seni seviyorumdur çünkü, gözlerin, daima içine zıplamak istediğim ucsuz bucaksız uçurumlar. Aslında gün batımında Ayers kayası gibi parlayan kayalıklıklar da diyebilirim. Seni seviyorumdur çünkü, rock muzik dinlerken liseli ergenler gibi resmini hayalimde canlandırabiliyorum. Duman dinlerken seviyorumdur seni. Inan bana seni seviyorumdur. İlk öpüştüğümüz yeri seviyorumdur mesela. Bana yedirdiğin eriğin tadını da seviyorum. ne diyorduk, hea, evet gözlerin. Unutulmaması gereken şeyler arasında değil gözlerin. Unutamadığın bir çift gök yüzü olsaydı, ve güneş doğmuyor olsaydı gökyüzünde, işte ona gözlerin diyebilirim. Ne yalan söyleyeyim, istersem aşık olabilirim. Şimdi sana aşık olma arefesinde yapılması gerekenler listesini sunacağım. Aşık olmadan önce oruç tutar insan, yemekten içmekten kesilir. İbatedtlerini yapar kıbleye dönelim insan. Sende bir mekkelik var sevgilimi. Boynum baykuşlar gibi senin gittiğin yöne yamuluyor. Quentin tarantino filminden çıkma bir azılı gangster pataklasaydı beni sevgilim, inan anca bu kadar yorgun hissederdim.
1 Aralık 2011 Perşembe
istersem aşık olabilirim
seni seviyorumdur, bunu zaten biliyorsun. seni seviyorumdur. Çünkü, belinin kıvrımları, nargilemin dumanının kıvrımlarına benziyor ve sen duman gibi karşımda süzülüyorsun her nefes verişimde. Fakat her nefes verişimden sonra nefes alamayışımda. Seni seviyorumdur. çünkü saçlarının siyahı, djarumun siyahıyla aynı.Yada djarumu seviyorumdur saçların kadar siyah oldugu için. Yada saçını boyattığın boya markasını seviyorumdur...
güzelliğini yine uzaktan görebildim. aşkın kıtalar arası bir beklentisi olduğunu sana bakınca anlıyorum. hiçbir şeyin düzgün gitmeyişi, herşeye yanısmasıyla, bazen aşk, bir toplantı esnasında pencereden bakabiliyor bana. Güzelliğini görmemi sadece gözlerime borçlu olduğumu düşünmek çok saçma. bir güzelliği görebilmenin bir milyon adet paradigması olduğu için, aşk, ne senin güzelliğinle, ne de benim görmemle ilintili. Kelebek etikisine benziyor aslında. Önemsiz saydığımız herşeyin, önemini dökük kelimelerle anlatmak mümkün değil. ama başka bir vasıta geliştirmedikçe kelimeler ve dil vasıtasıyla anlatmak zorundayım, tıpkı güzelliğini harflerden oluşan sistem üzerinden anlatmaya çalışmam gibi.
Öncelikle, benim hangi coğrafyada ya da hangi tarihte doğduğum senin güzelliğin üzerinde etkili. Zira güzelliğinin de benim doğduğum tarihin yakınlarında oluşması gerekmekte. Hiç aklıma gelmeyen şeyler de güzelliğin üzerinde etkili. Mesela, gençlik dönemimde izlediğim filmler ve bana filmlerde sunulan kadın tipleri önemli. Onların güzelliğini örnek almam, ya da Freud tekine göre, senin güzel olman için anneme de biraz benziyor olman gerekmekte. Dahası, çekik gözlü kızlardan hoşlanıyorsam, muhtemelen karşıma çıkan çekik gözlü kızların çoğunun güzel olması ve bunun üzerine benim yaptığım "bütün çekikler güzeldir" tüme varımı da güzelliğin üzerinde etkili. Yada bana çok iyi davranan sarışın ilk okul öğretmenim de bu tip bir genelleme yapmama ve ergen bir kişiliğe büründüğümde sarışınlığının bilmediğim bir sebeple bana güzel gelmesi de böyle olabilir.
örenekler sınırsız sayıda olduğu için, en basit bir örnek vererek senin güzelliğini görmemin nelere bağlı olduğunu anlatmaya çalışayım; tercihler
Seninle, erasmus programı dahilinde Hollanda'da tanıştığımızı var sayalım. Benim Hollandaya gitmem için takip ettiğim yol;
öncelikle doğmuş olmak. Doğduktan sonra akıl sağlığımı etkileyecek bütün hastalık ve kazalardan uzak durmam.
-seçtiğim dil bölümünde başarılı olmam.
-öss sınavında 9. sorunun cevabı olan essential kelimesini biliyor olmam. Bunu bilmem için, bu kelimenin öğretildiği 12.10. 2006 tarihli gününde işlenen inglizice etüdüne gitmektense, age of empires oyununu oynamak için internet cafeye gitmeyi seçmemem.
-bulunmuş olduğum üniversitede erasmusla hollandaya gitmek isteyen öğrencilerden daha iyi bir skor elde etmem. Bu demek oluyor ki, o öğrencilerin de ingilizce dağarcığını kısıtlı tutacak hadiselerin yaşanması. Ayrıca, onları Hollanda'ya gitmek istemesini ateşleyecek herhangi motiflerin ortadan kalkması. Mesela Kadir, arkadaşının Hollandalı kızlarla ilgili hikayelerini hiç duymamış olması onun böyle bir girişimde bulunmasına mani olacakti.
- erasmusla gitmeye hak kazandıktan sonra, tercihlerim arasında hollandanın olması.
- karşı komşunun kızıyla, hiç göz göze gelmemiş olmam,
- hollandaya gittikten sonra hiç o, otobüse binmemiş olmam,
gibi etmenleri, sen dahil, bu eylemleri gerçekleştirebilecek herkesin farklı paradigmlarını çizmeleri yada bu etmenlerin çizilmiş olması sana olan aşkımı etkileyen bir kaç milyar etmenden bir kaçı.
seni sevmem, ya da seni güzel bulmam, inan bana senin gerçekten güzel olmandan kaynaklanmıyor...
Öncelikle, benim hangi coğrafyada ya da hangi tarihte doğduğum senin güzelliğin üzerinde etkili. Zira güzelliğinin de benim doğduğum tarihin yakınlarında oluşması gerekmekte. Hiç aklıma gelmeyen şeyler de güzelliğin üzerinde etkili. Mesela, gençlik dönemimde izlediğim filmler ve bana filmlerde sunulan kadın tipleri önemli. Onların güzelliğini örnek almam, ya da Freud tekine göre, senin güzel olman için anneme de biraz benziyor olman gerekmekte. Dahası, çekik gözlü kızlardan hoşlanıyorsam, muhtemelen karşıma çıkan çekik gözlü kızların çoğunun güzel olması ve bunun üzerine benim yaptığım "bütün çekikler güzeldir" tüme varımı da güzelliğin üzerinde etkili. Yada bana çok iyi davranan sarışın ilk okul öğretmenim de bu tip bir genelleme yapmama ve ergen bir kişiliğe büründüğümde sarışınlığının bilmediğim bir sebeple bana güzel gelmesi de böyle olabilir.
örenekler sınırsız sayıda olduğu için, en basit bir örnek vererek senin güzelliğini görmemin nelere bağlı olduğunu anlatmaya çalışayım; tercihler
Seninle, erasmus programı dahilinde Hollanda'da tanıştığımızı var sayalım. Benim Hollandaya gitmem için takip ettiğim yol;
öncelikle doğmuş olmak. Doğduktan sonra akıl sağlığımı etkileyecek bütün hastalık ve kazalardan uzak durmam.
-seçtiğim dil bölümünde başarılı olmam.
-öss sınavında 9. sorunun cevabı olan essential kelimesini biliyor olmam. Bunu bilmem için, bu kelimenin öğretildiği 12.10. 2006 tarihli gününde işlenen inglizice etüdüne gitmektense, age of empires oyununu oynamak için internet cafeye gitmeyi seçmemem.
-bulunmuş olduğum üniversitede erasmusla hollandaya gitmek isteyen öğrencilerden daha iyi bir skor elde etmem. Bu demek oluyor ki, o öğrencilerin de ingilizce dağarcığını kısıtlı tutacak hadiselerin yaşanması. Ayrıca, onları Hollanda'ya gitmek istemesini ateşleyecek herhangi motiflerin ortadan kalkması. Mesela Kadir, arkadaşının Hollandalı kızlarla ilgili hikayelerini hiç duymamış olması onun böyle bir girişimde bulunmasına mani olacakti.
- erasmusla gitmeye hak kazandıktan sonra, tercihlerim arasında hollandanın olması.
- karşı komşunun kızıyla, hiç göz göze gelmemiş olmam,
- hollandaya gittikten sonra hiç o, otobüse binmemiş olmam,
gibi etmenleri, sen dahil, bu eylemleri gerçekleştirebilecek herkesin farklı paradigmlarını çizmeleri yada bu etmenlerin çizilmiş olması sana olan aşkımı etkileyen bir kaç milyar etmenden bir kaçı.
seni sevmem, ya da seni güzel bulmam, inan bana senin gerçekten güzel olmandan kaynaklanmıyor...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)