gündüzleri yazamıyorum.yaz günleri değil. kaşarlı menemeni seviyorum,bir de se ni met then saymıyor. tekkede görmüşler beni. halbuki aynalardan kaçıyorum. bu ara arabalara ilgim var. bir car z uzaktasın bana. söylemediğin selamları ilettim eski müstakbel sevgililerine. nesli tükenmekte olan bütün kalemleri toplattılar. insanlar ne korkunçluklar ne katliamlar yapıyor. tütünü yasaklıyorlar mesela. hemde tavanı var diye. demek evsiz ve tavansızlar içebilir. ve tiryakiler giremez diye bir tabela hazırlamıyorlar.
insanlar ne korkunç sıklıkta kötü şeyler yapıyor. öğretmenlerim de yapıyor. bir keresinde çay içmeyen insanların arasında kaldım. avuç içlerim terledi, şak ak saçlarım titredi. sen yoksun demek varlığının fiziksel boyutlarını dar açı üçgenlerle hesaplamak gibi geliyor bana. doğru ya, yoktan var ediyor rabbim. insanlarsa varları yok etmek için yarışıyor. ekmek yok dedi geç enlerde ve boylarda bir fırıncı. sıcak ekmek bulamayınca utanıyorum.
Zaman üstüne, film üstüne, yemeğinize düşen sinek üstüne, şu aşağıda boş boş yüzen balıklar üstüne, aklınıza ilk gelip de söyleyemeyip değiştirdiğiniz şeyler yüzü suyu hürmetine ...
23 Kasım 2011 Çarşamba
djarum'un yapı-sökümcü düşünce ve cognitive skills üzerindeki psiko-analizi
baba seni seviyorum,kendi krallığım olmasa da sen varsın. bide annem var. ama ben djarumu da seviyorum,bir de iki arka ayağı üzerinde şaha kalkmış uçurtmaları, kütük metal ağaçları sevmiyorum; seni sevdiğimi sanmıyorum; senin kadılığını kadınlığına tercih edecek bir tüccar biliyorum. ama çiçek eken yahudi görmedim hiç.bir gün bir ker hanesinde seni görmüştüm. aldırmıyorum karaköyde balıkçılara, ve plastik kovalarda çırpınan balıklar gazte okuyamaz.
bir yiğitliği ispatlanmış dahi eşekler anırmaz.
su yüz derecede kaynar derisi yüzülmeden angusun.
her kar tanesi siyah değildir. gözlerin hariç
bir yiğitliği ispatlanmış dahi eşekler anırmaz.
su yüz derecede kaynar derisi yüzülmeden angusun.
her kar tanesi siyah değildir. gözlerin hariç
Kağıt helvadan kızak çeken dişi moğol
çok mu daralıyorum ne, sokaktan bağıra bağıra bir simitçi şair geçiyor. burda geceler çok siyah, bildiğim tek zeytindi onun da çekirdeği var. Mapusa girmek ister misin? evet. Napacaksın orda: boncuktan kuş yaparım. ya sen: ben gidip evraktan devlet yapacam
sıkıntısız insanlık olguları
tekkenin pazarından geçemiyorum
neden: şeyhi kızı yormuş
bu kuşlar hep böyle.
yatay mı yoksa dikeymi oturasım var
bir bankın köşesindeki gevşek vida kadar
bağlaçım hayata
enseköküm çarpı bilinmeyen
eşittir kareköküme
yolda yürürken türkler tutturdum
sanırım zatüre oluyorum
daha tatlı birşey yok
küflü peynir yemek at sırtında
neden: şeyhi kızı yormuş
bu kuşlar hep böyle.
yatay mı yoksa dikeymi oturasım var
bir bankın köşesindeki gevşek vida kadar
bağlaçım hayata
enseköküm çarpı bilinmeyen
eşittir kareköküme
yolda yürürken türkler tutturdum
sanırım zatüre oluyorum
daha tatlı birşey yok
küflü peynir yemek at sırtında
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)