25 Eylül 2011 Pazar

menemen

Mevcut açlık hissimin tavana doğru yükseldiği bir durumda olsa da yesek dediğim anadolu öğrencisinin,bekar beylerin her öğünde tüketebileceği evli barklı insanlarınsa kahvaltılarını süslediği yemek türü. Menemenin üzerine yoğunlukta yapılan spekülasyonlarsa soğanlısımı soğansızımı makbuldür şeklinde. Şahsi kanaatim soğanlısından olmasıdır. zira soğansız olması bir tat eksikliğini de yanında getirir.Lakin soğanın ince ince doğranmaması halinde, midesi hassas olanlara rahatsızlık verme ihtimali var. Tabi ne kadar uğraşsanda pişmememkte inat eden biber de bu mideye pek iyi gelmiyor.Soğan taneleri belli olmasın ama ekmeği banınca tadı gelsin kıvamına ulaşmak lazım.Tereyağında pişmiş soğan ve biberlerin üzerine cosss diye dökülen kuşbaşı domatesler gözümün önüne geliyor. Bitiyorum sana menemen. Senin uğruna niye methiyeler düzülmüyor, aşıklar yollara düşmüyor anlamıyorum. Fırından taze çıkmış pamuk gibi ekmek içini sana banmak gökkuşağından kayıp altın havuzuna girmek gibi haz veriyor bana. Dudaklarımda bıraktığın kekikli lezaizini unutmak mümkünmü ey yemeklerin sultanı. Sensiz geçen sabahlarım da kahroluyorum. Kahvaltımda sen olmazsan sanki o gün benim için güneş doğmuyor, Yorgun akşamlarımda kadiköy semalarını seyre dalmadıkmı seninle. Muhabbetimiz artmadımı senin sıcaklığında meşk ederken. Bitimine doğru demli çayımızla yelken açmadıkmi maziye. tuzsuz hayatın tadını senle bulmadıkmi ey kokusuna doyamadğım menemenim.neredesin.gel artık da doyayım

7 Eylül 2011 Çarşamba

Tanışalım mı? 2

- Yanınız boş mu?
+ Değil,arkadaşım gelecek
- Benim yanımda boş değil zaten ..
+ Nasııll?
- Sol yanım diyorum .. Boş değil size karşı
+ ...

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Bakmıyorsun...





Sana yazıyorum tüm bunları, senin adın yok.
Orda bir yerdesin biliyorum. Beni izliyorsun
Neler yaşadığımı biliyorsun.
Türk sanat musikisinin hafifliği
Ve rap müziğin asi ruhu aynı anda üzerimde.
Bunları çok iyi biliyorsun.
Sadece izliyorsun bakalım ne yapacak diye.
Bakalım beni bulabilecek mi diye.
Orda olduğunu çok iyi biliyorum.
Bana bir adım daha yaklaşmayacaksın artık.
Bütün yolu kendim bulmam gerekiyor.
Zifiri karanlıkta ay ışığına güvenip
Nöbet tutan bir asker gibiyim.
Korumaya çalıştığım ise
Senin bende hala olduğunu düşündüğün o saf halim.

Artık her şey çok daha zor.
Çok hor gördüm her şeyi, çok tepeden baktım
Kendimin bir karınca olduğunu unuttum sadece
O yumurtaların kırılacağını biliyorken bile durduramadım
Engel olamadım.
Kendimi affetmek zor, ama buraya kadar gelmişken bırakmak istemiyorum.
Hak etmediği halde o kadar şey için endişelendim ki
Gerçek Hakk ı ve hak edeni ihmal ettim.
Sana baktım ama seni görmedim.
Kafamın içinde tilkiler cenk ederken
Karga peyniri alıp kaçtı. Durum bundan ibaret...

Anlamsız geliyor değil mi bazı şeyler sana
Ama henüz iplerimin kimde, nerde olduğumu bilmeyen bir kuklayım
Emin ol, o nalet olası ipleri bulup
Yoluma çıkanların boynuna dolayacağım.
Seni çok korkuttum, gereksiz kahramanlık gösterileri yaptım
Hepsi çok korktuğum içindi aslında, bunu sana söyleyemedim.
Çok korkuyorum inan...
Bir mum alevi görsem peşinden gideceğim.
Eskiden aynaya bakamazdım, nefret ederdim.
Sonra baktım ki aynada kendimi izler olmuşum
İnsan kendini izleyince başka hiçbir şeyi gözü görmüyor biliyor musun?
Her şey onun için 2. plana düşüyor
Kendi kendini sevmek hastalığı insanın içinde düştüğü
İkinci bir kanser vakası. Çaresi olsa da çok zor
Seni yavaş yavaş normal hayattan kopararak öldürüyor

Seni bir kez görebilmek için birçok şeyimi feda ederdim
Mesela kitaplarımı, mesela şiirlerimi, mesela sabah kalkıp beslediğim kuşlarımı
Pahada hafif, anlamda ağır nesnelerim var benim, ama sen yoksun...

Olmuyor olmuyor. Aynı cümleleri papağan gibi tekrar ettiğimi düşüneceksin şimdi
Çünkü sen gittikten sonra hayat dondu ne yapabilirim.
Fatih deki o ufak kahvehanede, sabaha kadar kahve içmek istiyorum hala.
Küfür sahibi oldum. Buda gelmedi ve geçmedi o zaman ağlarım yapacak bir şey yok.

Kpss ye girdim gardiyan oldum.
Sırf başkalarının hikâyelerine karışayım
Oradan seni bulurum belki diye.
Birçok hayat hikâyem olursa, kendimi unuturum belki diye.
İkinci durağım acil servis, 3. sü ise mezarlıklar olacak merak etme.

Şimdi tüm gördüğüm buğulu camlara adını yazıyorum.
O da olmuyor. Yine terk edip gidiyorsun.
Zorla uyuyorum saatlerce, rüyalara girmiyorsun
Gar da en uzaktan gelen trene senin adını verip
Saatlerce bekliyorum, içinden sen inmiyorsun.
Seninle aldığım bir çiçeğim var, saatlerce konuşuyorum
Yine de açmıyorsun.
Tüm cenazelerde tabuttaki sensin diye katılıyorum
Ama ölmüyorsun...
Beni görüyorsun
Elveda demek için bile yüzüme bakmak
Çok zor mu diyorsun?

16 Ağustos 2011 Salı