5 Temmuz 2011 Salı

20'li yaşlar...

20li yaşlarda mutsuz olmak bu millete mi özgü ey ahali...
Soruyorum bilen varsa söylesin, kim yaptı bizi böyle
Ergenlikten mi çıkamadık, yoksa daha o evreye girmedik mi bile?

Ne biçim bir iş bu?
Mutsuz olmak ama aynı zamanda gülmek, fazla takmamak kaba tabirle
5 sayfa dert anlatıp, kahrolup, intiharın eşiğine gelip, sonra makaraya devam etmek
Soruyorum size dostlar, dertlerimiz mi sahte, gülümsememiz mi yalan?
Belki işimiz olmayan savaşların peşinde, bu kadar gönül oyaladığımızdan

Üzgünüz deyince "şükürsüz", mutluyuz deyince "çok sevinme" dendiğinden mi böyle
Neden ne ondan, ne bundan olabildik, ne onuna mutlu, ne onsuz mutlu olabildik
Niye toplum olarak gayet mutlu, mazbutuz da, bireylere gelince çuvalladık
Toplumu memnun edeceğim derken, bu kişilik çatışması yaşamak gerekli mi sizce?

Toplumu memnun ederken, kendi başını ezmek değildir nedir bu?
sistemin deneme tahtası, şimdi olduğu gibi klişelerle, ezbere konuşan
Hep başkasına uzaktakine, öykünen, yanındakine gelince,"sen bi dur yaa" diyen
Kıskançılığımız da umutsuzluğumuzdan mı, ahlak bekçiliğimiz ahlaksızlıktan mı?
Şarap içmek günahta, gıybet yapmak sevap mı?

20 li yaş, her şeyin daha henüz başı değil mi, niye korkağız
Kemiklerimiz cam mı lan bizim kırılsın
Toz muyuz ki rüzgar alıp savursun
Kum muyuz ki dalga alıp süpürsün
Kukla değiliz en azından, 
Ellerinde ipleri olmayınca seni tutanların ne mal olduklarını yukarı bakınca anca görürsün …

Bitsin artık şu gereksiz telaş, her şeyi bir anda yapma çabası da
bir şey yapsak ama tam yapsak olmaz mı ey ahali
Bitsin artık devlete sırt dayama yâda patronların kucağı
Ne kapitalizim, ne kominizim, yoksa hepsi bize öğretilen birer yalan mı?

Yeter durun artık, hiçbir şey yapmayın
Kişisel gelişim yapmak için önce kişilik gerekmez mi sorarım
siz durun aksın hayat, korkmayın ısırmaz, nereye koştuğunu bilmeden koşan
Zaten hiç bir yere varamaz ..

Sorarım size ahali, umut fakirin ekmeği, zenginin malı çene yorar
Şöyle bir bak etrafına, farklı düşünüp, konuşan kaç kişi var?

Nankör kedi mi ? Unut Gitsin ...


4 Temmuz 2011 Pazartesi

Haiku


1.

Garo kafija
Gruzd grauzdiņš
Kūpinu domas .....


2.

Attention!
Spring!
[Fresh painted]

(Demo)

Tik Tak Hayatım ...

58-59-60-61...
tik tak tik tak tik tak
67-68-69- 70 tik tak tik tak  ....


Saat saniyeleriyle ateş ediyor sanki, hiç acımadan boşaltıyor mermilerini beynimin içine acımasızca...
Yırtıp atmaya kıyamadığım müsvette nerdesini heh işte burda, bıraktığım yerde, halının altında..
Şu kalemide alayım elime, şimdi oldu bu serum bana etkisini birazdan gösterir, rahatlarım...


Karanlık loş odanın içinde, yerde bir çift çorap, yanında siyah bir kumanda, onun yanında karalayıp attığım kağıtların olduğu çöp tenekem. Onun üst tarafındaki masanın üstünde, iki aydır değiştirilmemiş bir masa takvimi.


Masanın üzerinde dağınık kitaplar. Varoluşçu Albert Camus ve Kuran-ı Kerim yanyana. Peter Childs'ın post-modernizim kitabı ise yanlarında bana sırıtıp duruyor. Bu tezat benim eserim dermişcesine. Daha ayrıntıya girmiycem, masanın alrtındaki yeşil Avon parfüm şişesi yada 20 liraya alınıp bir gözü düşmüş güneş gözlüğü sizi ne ilgilendirirki.


Ne rakı şişesinde balık, nede ağaç tepesinde bir derviş olabildim. Allah'ım arada olmak ne kadar da zor.


Etraf karanlık ama karanlığa gözü alışıp bunu umursamayan insanlar, alışamıyorum işte, yapamıyorum, karanlık her yer benim için. Kr l çıpl k  anl  sa n za ...
Hoh, hoh ..
Mürekkebi bitiyor Kalemimin , ey zaman senin ne zaman mermin bitecek ...


Tik tak, tik tak ...
571 - 572 - 573 ........