atına atlamış geliyorlar kitaplar. yılların yıllanmış tozlarında.afakanların bastığı bir anda geliyorlar. kitaplar. geliyorlar.kitaplar, kirli sakallı adamları, öldükten sonra anılan yazarları, ve kel kalmış başlarıyla geliyorlar. geliyorlar ve kitaplar. durdurmak bir yaranın mürekkep akıntısı. vurmak, bir divitin dibine denemeden kağıtı. ve işte onlar geliyorlar.
bir mundar muzun kabuğuna çizilmiş, bir bizonun kıç bacağının derisinde. süslenmek sanatını bilmeyenlerden geliyorlar. kitaplar. kitaplar ellerinde şarap şişeleri, kola kadehleri, ve tuvalet kağıtlarıyla geliyorlar. korkun ki kıyamet günüdür, yerin yarılıp gökyüzünün dürüldüğü gün geldi. kitaplardan rulo yapan mısırlılar, ve onları dik yazan çinliler, duymak vaktidir söylediğimi. geliyorlar. yığınla ve zilyon kere zilyonca suratıma çarpıyor her sayfanın rüzgarı. kimse birşey kemirmiyor. geceleri gelen bu tıkırtılardır kitaplar. ölümyiyenler ve bira içenler. korkun korkmak hakkınızken. çünkü bir kağıt parçası, yırtılmış olmanın intikamını denizlerce mürekkeplerde biliyor. her yer kül. her yer küle bulanmış ve onlar durmadan geliyor. olmayan ayakları, durmayan sayfalarıyla. bir korkudur, kokuyor içimde
Zaman üstüne, film üstüne, yemeğinize düşen sinek üstüne, şu aşağıda boş boş yüzen balıklar üstüne, aklınıza ilk gelip de söyleyemeyip değiştirdiğiniz şeyler yüzü suyu hürmetine ...
17 Mayıs 2012 Perşembe
bir senegallinin kalp atışları
gece,
yürümek gerektiren eylemler vaktinin göstergesi
tanımlar,
unutkanlıktan çekinen insannların kullandığı sefertasları,
bana birşey söyle sevgilim;
intihar etmemek için tutunduğum son mızrak ucundaki kan pıhtısı.
ruj lekesi gibi geliyor bana
yürümek gerektiren eylemler vaktinin göstergesi
tanımlar,
unutkanlıktan çekinen insannların kullandığı sefertasları,
bana birşey söyle sevgilim;
intihar etmemek için tutunduğum son mızrak ucundaki kan pıhtısı.
ruj lekesi gibi geliyor bana
yazgım
aynada bir yorgunluk,
isyan eden insanların ayak izleri olmaz,
bir gül koklarsın, bir köpek yavrular,
bahçemizde salyangozlar da vardır,
ama öpüşmek, öpüşmek
bir dizeden yokuş aşağı yuvarlanmaktır;
dizleri üzerine çökmüş bir buzağının
ilk adımlarına kavuşmasıdır öpüşmek.
kapıcalar kasket giyer
bunu unutmak sevgilim.
her matematik sınavı
bir güldür dikilmesi gereken geometrik
isyan eden insanların ayak izleri olmaz,
bir gül koklarsın, bir köpek yavrular,
bahçemizde salyangozlar da vardır,
ama öpüşmek, öpüşmek
bir dizeden yokuş aşağı yuvarlanmaktır;
dizleri üzerine çökmüş bir buzağının
ilk adımlarına kavuşmasıdır öpüşmek.
kapıcalar kasket giyer
bunu unutmak sevgilim.
her matematik sınavı
bir güldür dikilmesi gereken geometrik
şiirimin ortayolu
son zamanlarda şiir ekolündeki kısırlıklar arasında size yeni bir dünya getirdim.şiirin ön nesneleri;
1-şiir içinde bir ben içerir. ama şiirde "ben" geçmez. çünkü baktığımız herşey bir köpeğin gözüyle baksakda bizden birşeyler taşır.
2-şiir deki "zaman" bir günün ezanlara bölünmesi gibi aralıklarla kaplıdır. zaman olgusunun gerçeklik düzeyi sıfırlanmış olduğundan mütevellid zaman şair manüpülative kurgusudur. zaman, şairin zeminidir.
3- şiirde sadece şairin bildiği bir ritim olmalıdır. okuyucu bunu bulabilirse ne ala.
4- şiir bir amaçtır, araç değil ve peşi sıra gelen fikirler birikintisidir küçük göletler halinde. bunlar takip edilerek açık denizlere açılır.
5- vıcık vıcık simge içeren şiirler de şiirdir. ama benim şiirimde gerekli değildir.
6-şiir hayatın küçük bir prototipidir. hayatta nası fuzuli şeyler varsa şiirimde de vardır. bunlar fuzuli değildir.
7- şiir kendimle çelişme sanatımdır. fikirlerimi savunmayın.
1-şiir içinde bir ben içerir. ama şiirde "ben" geçmez. çünkü baktığımız herşey bir köpeğin gözüyle baksakda bizden birşeyler taşır.
2-şiir deki "zaman" bir günün ezanlara bölünmesi gibi aralıklarla kaplıdır. zaman olgusunun gerçeklik düzeyi sıfırlanmış olduğundan mütevellid zaman şair manüpülative kurgusudur. zaman, şairin zeminidir.
3- şiirde sadece şairin bildiği bir ritim olmalıdır. okuyucu bunu bulabilirse ne ala.
4- şiir bir amaçtır, araç değil ve peşi sıra gelen fikirler birikintisidir küçük göletler halinde. bunlar takip edilerek açık denizlere açılır.
5- vıcık vıcık simge içeren şiirler de şiirdir. ama benim şiirimde gerekli değildir.
6-şiir hayatın küçük bir prototipidir. hayatta nası fuzuli şeyler varsa şiirimde de vardır. bunlar fuzuli değildir.
7- şiir kendimle çelişme sanatımdır. fikirlerimi savunmayın.
mahpus
açık havada dört duvar arasına sıkışanlar,
siz, boyununa kravat vurulmuş, hançerlerinin uçları mürekkepliler
dağların rüzgarlarını kasırga sanan parlak saçlılar
ayakkabılarını giymek için bile eğilmeyenler ( ve çıkarmak için)
yağmurdan kaçan takım elbiseliler
sizi bütün bu tariflerimden tanıyamasam bile
leş kokan gülümsemeleriniz
bir evrak dosyasının arasına sıkıştırılmış liralarınız kadar belirgin
siz, boyununa kravat vurulmuş, hançerlerinin uçları mürekkepliler
dağların rüzgarlarını kasırga sanan parlak saçlılar
ayakkabılarını giymek için bile eğilmeyenler ( ve çıkarmak için)
yağmurdan kaçan takım elbiseliler
sizi bütün bu tariflerimden tanıyamasam bile
leş kokan gülümsemeleriniz
bir evrak dosyasının arasına sıkıştırılmış liralarınız kadar belirgin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)