Zaman üstüne, film üstüne, yemeğinize düşen sinek üstüne, şu aşağıda boş boş yüzen balıklar üstüne, aklınıza ilk gelip de söyleyemeyip değiştirdiğiniz şeyler yüzü suyu hürmetine ...
9 Mayıs 2012 Çarşamba
Bir Mersiye, Bir Şemsiye
yağmurda yürürken ağlama metaforu artık eskidi
zaten ben ağlamak için güneşli günleri tercih ediyorum,
zira daha pervasuz ve daha can yakıcı oluyor.
ve yağmur taneleri bir mermi gibi sekerken karanlık caddede.
en yapılası şey "bir bilet lütfen"
uzak bir beldeye, bir sheaskir eserine, bir sokak dövüşüne.
yok yok aşk filmine olsun.
"damsız almıyoruz beyfendi" gamsızsam peki ?
yine yağmur, yine koşturmaca.
yağmurda yürümeyip saçaklarını altında bekleyen insanlar
ya edebiyat bilmez, ya hastalık hastası zannımca.
eğitebilseydim bir yağmur tanesini
kızıl saçlarından bana haber getirir miydi acaba?
her gördüğüm rögar kapağına, hiç atlamadan özenle basıyorum hala
kendi pisliğimin içinde boğulma metaforu anlayın işte.
türkiyede şiir yazmak da bir başka,devletimiz çok yaşa.
kafiyeler sıkıyor bazen, tıpkı sizi anlamayan insanlar gibi
çok ama gereksiz.
sepepsiz değildi elbet hiç bi gidiş, yada ne tek fail ne tek katil.
mesnetsiz bir suç da olabilir bu.
ama yalnızsan ve yağmur varsa insan hepsi önemsiz.
buraya bir küfür alayım lütfeeennnn.
biiiiiiiiiiiiiiiiiipppppppppppp
bana bi "şems"* iye lütfen
birazdan güneş çıkar. Kim mi güneşta ağlar?
*şems : güneş
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder