2 Ocak 2012 Pazartesi

yarılasıya bir türk tutturmuşsun gözlerin badem ve buz. ağlamak sana bu kadar yakışmaz sus.sevdalara ayak izi bırakmadan imzalamalısın ve kertenkeleler gecidinde bir çemberlitaş hatırası bırak. yoksa çorluluya gitmedin mi. para ve kredi kartı kadar iticisin, vitrinlerde duran elbisler kadar ve onların ışıklandırmaları kadar iğrenç. hea, bir de peşin fiyatına 6 taksit yapıyoruz diyen satıcı kadar suratsızsın. bankalar kadar kalabalık olman, babalar gibi eywallah çekeceğin anlamına gelmez. kemiyet  ve keyfiyet arasındaki bağıntıyı trigonometriden öğren. yada bırak öğrenme. senin matematikle de aran iyi unutmuşum. küfretmesini bilirsen konuş, bana şiirdir, ve şirindir. ama dilin dönmezse bırak fuzuliyi. ellerin kirletmesin şiirlerimi. ırzına geçilesi ellerini çek sözcüklerimden. ve bakışlarını asla çevirme.zuluca tercumanlık binası kadar boş olman benim iyi çeviri yapamayacağım anlamına gelmiyor. sen git, bir türk kahvesinin zihnime kazıdığı kodları okuyacağım 5 dakika sonra. ve sen karşımda durup ağlayacaksın.
nalının tozu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder