4 Ocak 2012 Çarşamba

kimsenin dağ gözü verdiği yok. elimde son sigaram ve beş dakikalık şarjımla ıssız bir adadan yazıyorum sana bunları. kaynaklar sınırlı.sigaram bitince bal kabagına döneceğim. kahvem de bitecek. o zaman çılgın dalgara kafa tutan bir kum tanesi gibi çarpışacagım mantıgımla. sen burda olsan bunların hepsi perakende satışa sunulurdu. bazen kusmak küsmekten efdaldir. Adını beynimde kayıtlı tuttuğum bütün hücrelerimi burun deliklerimden kusup arınana kadar içeceğim kahvemi. bir de zeki müren koyacağım plana. o da bitecek. bana bitmeyen birşey söylemeni istesem de isteklerim de bitecek. rahat ol sen hacı.gükyüzü bitecek, kırlangıçlar bitecek, 6 günün 7.si de bitecek elbet. herkes ölmüş taklidi yapması gerektiği rolünden bir anda uyanıp oscar ödülleri töreninde buluşacak. ödüller sağ ele ve sol ele itinayla verildiğinde herkes çok geç oldugunun farkına varsa da ben ağlamayacağım. belki kurbaga görünümlü bir penguenle dans edeceğim kıyısıya yüzeceğim. loş ışıklı bir otel odasında bekleyecek beni bütün davetsiz güzeller. gitmeyeceğim biliyorum. bir şişe şalgam alıp evin damında kaynar bir kızıllıkta batışını seyredeciğim gülün. çünkü güneş üzerinde sıçramak zorunda kaldıgım bir nargileci olacak...

1 yorum: