güzelliğini yine uzaktan görebildim. aşkın kıtalar arası bir beklentisi olduğunu sana bakınca anlıyorum. hiçbir şeyin düzgün gitmeyişi, herşeye yanısmasıyla, bazen aşk, bir toplantı esnasında pencereden bakabiliyor bana. Güzelliğini görmemi sadece gözlerime borçlu olduğumu düşünmek çok saçma. bir güzelliği görebilmenin bir milyon adet paradigması olduğu için, aşk, ne senin güzelliğinle, ne de benim görmemle ilintili. Kelebek etikisine benziyor aslında. Önemsiz saydığımız herşeyin, önemini dökük kelimelerle anlatmak mümkün değil. ama başka bir vasıta geliştirmedikçe kelimeler ve dil vasıtasıyla anlatmak zorundayım, tıpkı güzelliğini harflerden oluşan sistem üzerinden anlatmaya çalışmam gibi.
Öncelikle, benim hangi coğrafyada ya da hangi tarihte doğduğum senin güzelliğin üzerinde etkili. Zira güzelliğinin de benim doğduğum tarihin yakınlarında oluşması gerekmekte. Hiç aklıma gelmeyen şeyler de güzelliğin üzerinde etkili. Mesela, gençlik dönemimde izlediğim filmler ve bana filmlerde sunulan kadın tipleri önemli. Onların güzelliğini örnek almam, ya da Freud tekine göre, senin güzel olman için anneme de biraz benziyor olman gerekmekte. Dahası, çekik gözlü kızlardan hoşlanıyorsam, muhtemelen karşıma çıkan çekik gözlü kızların çoğunun güzel olması ve bunun üzerine benim yaptığım "bütün çekikler güzeldir" tüme varımı da güzelliğin üzerinde etkili. Yada bana çok iyi davranan sarışın ilk okul öğretmenim de bu tip bir genelleme yapmama ve ergen bir kişiliğe büründüğümde sarışınlığının bilmediğim bir sebeple bana güzel gelmesi de böyle olabilir.
örenekler sınırsız sayıda olduğu için, en basit bir örnek vererek senin güzelliğini görmemin nelere bağlı olduğunu anlatmaya çalışayım; tercihler
Seninle, erasmus programı dahilinde Hollanda'da tanıştığımızı var sayalım. Benim Hollandaya gitmem için takip ettiğim yol;
öncelikle doğmuş olmak. Doğduktan sonra akıl sağlığımı etkileyecek bütün hastalık ve kazalardan uzak durmam.
-seçtiğim dil bölümünde başarılı olmam.
-öss sınavında 9. sorunun cevabı olan essential kelimesini biliyor olmam. Bunu bilmem için, bu kelimenin öğretildiği 12.10. 2006 tarihli gününde işlenen inglizice etüdüne gitmektense, age of empires oyununu oynamak için internet cafeye gitmeyi seçmemem.
-bulunmuş olduğum üniversitede erasmusla hollandaya gitmek isteyen öğrencilerden daha iyi bir skor elde etmem. Bu demek oluyor ki, o öğrencilerin de ingilizce dağarcığını kısıtlı tutacak hadiselerin yaşanması. Ayrıca, onları Hollanda'ya gitmek istemesini ateşleyecek herhangi motiflerin ortadan kalkması. Mesela Kadir, arkadaşının Hollandalı kızlarla ilgili hikayelerini hiç duymamış olması onun böyle bir girişimde bulunmasına mani olacakti.
- erasmusla gitmeye hak kazandıktan sonra, tercihlerim arasında hollandanın olması.
- karşı komşunun kızıyla, hiç göz göze gelmemiş olmam,
- hollandaya gittikten sonra hiç o, otobüse binmemiş olmam,
gibi etmenleri, sen dahil, bu eylemleri gerçekleştirebilecek herkesin farklı paradigmlarını çizmeleri yada bu etmenlerin çizilmiş olması sana olan aşkımı etkileyen bir kaç milyar etmenden bir kaçı.
seni sevmem, ya da seni güzel bulmam, inan bana senin gerçekten güzel olmandan kaynaklanmıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder